Tanıklık, ceza muhakemesinde en etkili ispat vasıtalarından biridir. Kamusal bir görev ifa eden tanıkların, doğruyu söyleme yükümlülüğünün bulunması sebebiyle, beyanlarından olumsuz etkilenecek kişilerin yaratabileceği potansiyel tehlikelere karşı da korunması gerekir. Özellikle organize suçlarda, bu tehlike daha da artmaktadır. Gerçekten de, tanık beyanının sağlamlığının teminat altına alınması, tanıklık faaliyetinin öncesi ve sonrasında, tanığın fiziki, ruhi varlıklarının muhafazası, maddi gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi için temel bir gerekliliktir. Ancak tanığı korumaya yönelik tedbirler, bir taraftan da ceza muhakemesinin vasıtasızlık, silahların eşitliği, duruşmanın aleniliği gibi ilkelerine de aykırılık oluşturabilir. Bu nedenle, tanıkların korunmasına ilişkin hükümlerin tesisinde ve öngörülen tedbirlerin uygulanmasında, tarafların hak ve menfaatleri arasındaki dengenin gözetilmesi ve ölçülülük ilkesine riayet edilmesi şarttır.
|