Son Güncelleme Tarihi 03.05.2004

 

MAYIS 2004 - SAYI 27

 

Makale:

 

ANONİM ŞİRKET GENEL KURULUNDA YÖNETİM KURULU HAKKINDA İBRA KARARI ALINMASINDA YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN VEYA DİĞER YÖNETİCİLERİN VEKALETEN OY KULLANABİLMELERİ (OR Art. 695 Abs. 1; TTK m. 374 f. 2)

                                                                                      Yrd.Doç.Dr.Fatih Bilgili*             

                        I.GİRİŞ

 

Parg. 1.                Aşağıdaki çalışmanın konusu anonim şirket genel kurullarında yönetim kurulu üyeleri hakkında ibra kararı alınmasında ortaklık işlerinin görülmesine herhangi bir şekilde iştirak etmiş olanların, yani yönetim kurulu üyelerinin veya diğer yöneticilerin temsil yoluyla bir başka pay sahibi adına oy kullanabilmesi imkanının araştırılmasıdır. Adı geçen konunun incelenmesinde İsviçre’de önce Aargau Kantonu Ticaret Mahkemesi’ne (Handelsgericht des Kantons Aargau) daha sonra İsviçre Federal Mahkemesi’ne (Bundesgericht) intikal etmiş ve bu mahkemelerce karara bağlanmış[1] bir olay hareket noktası teşkil etmektedir. Bu yolla ilkönce, bahsedilen  konuda İsviçre hukuk doktrini ve uygulamasında ileri sürülen görüşler değerlendirilmiş, daha sonra ise konunun Türk hukuk doktrini ve uygulamasındaki görünümü ele alınmaya çalışılmıştır.

                     II.OLAYIN ÖZETİ

Parg. 2.                Davalı K Anonim Şirketi’nde  davacı J.T. 72 hisse, oğulları A.T. ve X.T. 39’ar hisse, toplam olarak ise hepsi ortaklık esas sermayesinin yarısına sahiptirler. J.T.’nin kardeşi W.T. ise bu şirkette 130 hisse, eşi C.T. ve kızı S.T. ise 10’ar hisse, toplamda ise hepsi ortaklık esas sermayesinin diğer yarısına sahiptirler. W.T. yönetim kurulunda murahhas üye, A.T. ise normal yönetim kurulu üyesidir. X.T. ise şirkette müdürdür. 30 Haziran 2000 tarihli genel kurul toplantısında hissedarlar C.T. ve S.T.’nin oylarıyla yönetim kurulu ibra edilmiştir. Davacı J.T. genel kurul toplantısında X.T. aracılığıyla temsil edilmiştir. Temsilci X.T. genel kurulda yönetim kurulunun ibrası hakkındaki oylamada oylamadan çıkarılmıştır. Çünkü kendisi doğrudan veya dolayısıyla ortaklığın yönetimine katılmaktaydı. Davacı J.T. bu konudaki genel kurul kararının iptalini istemiştir. Zira temsilcisi X.T. ne doğrudan ne de dolayısıyla ortaklığın yönetiminde yer almaktadır.

                     III. AARGAU KANTONU TİCARET MAHKEMESİ’NİN KARARININ ÖZETİ

Parg. 3.                Aargau Kantonu Ticaret Mahkemesi ibrada oy hakkından yoksunluk konusunda şu görüşü temsil etmektedir:

Parg. 4.                OR Art. 695 Abs. 1 uyarınca, ortaklığın yönetimine herhangi bir şekilde katılan kimse, yönetim kurulunun ibrasıyla ilgili genel kurul kararlarında oy hakkına sahip değildir[2]. Buna göre de, her kim OR Art. 695 uyarınca oy hakkından yoksun ise, ne bir başka pay sahibinin temsilcisi olarak ibra kararlarına katılabilir, ne de oy hakkının kullanılabilmesi amacıyla payını bir başkasına devir edebilir (Kommentar zum Schweizerischen Privatrecht, Basel 1994, OR-Laenzlinger, Art. 695 N 6; Peter Forstmoser, Die aktienrechtliche Verantwortlichkeit, Zürich 1987, N 425). 30 Haziran 2000 tarihli toplantı esnasında X.T. davalı şirkette müdürdü ve de aynı zamanda davacı J.T.’nin temsilcisiydi. OR Art. 754 Abs. 1 ve OR Art. 695 Abs. 1 uyarınca, X.T’nin yönetim kurulunun ibra kararında kanunen oy hakkı yoktur. O halde X.T. yönetim kurulunun ibra edilmesinde davacı J.T.’y, temsil ederek oy kullanma hakkına sahip değildir. (...)

Parg. 5.                Bu sonuçla Ticaret Mahkemesi davacının istemini reddetmiştir.

                     IV.İSVİÇRE FEDERAL MAHKEMESİ’NİN KARARININ ÖZETİ

Parg. 6.                İbra kararında oy hakkından yoksunluk konusunda Federal Mahkeme şu fikirleri temsil etmektedir:

Parg. 7.                Önceki baskın öğreti görüşüne göre, oy hakkından yoksunluk iradi temsilcileri de kapsamaktadır (Bürgi, Zürcher Kommentar, N 11 zu Art. 695 OR; Forstmoser, Die aktienrectliche Verantwortlichkeit, Zürich 1987, N 425; Walter R. Schluep, Die wohlerworbenen Rechte des Aktionaers und ihr Schutz nach schweizerischem Recht, Diss. Zürich 1955, 134 vd.). Bazı yazarlar bu görüşe anonim ortaklıklar hukukunda yapılan değişikliklerden sonra da sadık kalmışlardır (Laenzlinger, Basler Kommentar, N 6 zu Art. 695 OR; Patrick Schleiffer, Der gesetzliche Stimmrechtsausschluss im schweizerischen Aktienrecht, Diss. Zürich, Bern 1993, 210, 216 vd.). Öğretide bir diğer görüş ise, anonim ortaklıkta bir yöneticinin (yönetim kurulu veya müdürler vs.) açık bir talimat içeren özel bir temsil yetkisiyle bir pay sahibi tarafından yönetim kurulunun ibrasıyla ilgili genel kurul toplantılarında da temsilci olarak atanabileceğini ve dolayısıyla da temsilen oy kullanabileceğini kabul etmektedir (Böckli, Schweizer Aktienrecht, 2. Aufl. 1996, N 1360 h/i; Rolf/Watter/Dieter Dubs, Der Déchargebeschluss, AJP 8/2001, 919; Herbert Wohlmann, Zur Organvertretung im neuen Schweizerischen Aktienrecht, SJZ 1994, 116, 119; von Büren, Erfahrungen schweizerischer Publikumsgesellsachaften mit dem neuen Aktienrecht, ZBJV 1995, 67 vd.).

Parg. 8.                İbra kararı ortaklığın organları karşısındaki tüm tazminat taleplerini ortadan kaldırır. İbra kararına olumlu oy kullananlar kararın meydana gelmesiyle, olumsuz oy kullanan pay sahipleri ise 6 ay içinde ortaklık lehine kullanabilecekleri dava hakkını kaybedeceklerdir (OR Art. 758; Forstmoser/Meier-Hayoz/Nobel, Schweizerisches aktienrecht, bern 1996, § 36 N 131 vd.; Böckli, a.a.O., N 2016 vd.). İbra konusunda karar alma genel kurulun vazgeçilmez (devredilemez) yetkilerindendir (OR Art. 698 Abs. 2 Ziff. 5). Genel kurul, kararlarını öğretide apaçık bir şekilde kabul edildiğine göre, ancak kanuna uygun şekilde toplanarak alabilir; sirküler kararlar veya oylama yöntemleri hukuken mümkün değildir (Forstmoser/Meier-Hayoz/Nobel, a.a.O., § 23 N 9/11; Böckli, a.a.O., N. 1262 a; Eric L. Dreifuss/André E. Lebrecht, Basler Kommentar, N 6 vd. zu Art. 698 OR; Bürgi, a.a.O., N 11 vd. zu Art. 698 OR). Pay sahibi şu halde ne sirküler yoluyla ne de yazılı olarak genel kurula oy gönderebilir. Oy temsilcisi basit bir ulak veya haberci değil, aldığı talimata bağlı olarak genel kurulda veya daha önce kendisine iletilen bilgiler doğrultusunda oy kullanmaktadır. Temsilci talimata aykırı hareket etse bile kullandığı oy geçerlidir (Böckli, a.a.O., N 1264a, 624; Forstmoser/Meier-Hayoz/Nobel, a.a.O., § 24, N 127 vd.). Ancak, temsilci şayet aynı zamanda ortaklığın yönetiminde de yer alıyorsa, bu durumda oy kullanımında bir menfaat çatışması ortaya çıkacaktır. OR Art. 695 ortaklığın işleyişi ve azınlık haklarının korunması amacıyla bu türden bir menfaat çatışmasını ortadan kaldırmak için sevk edilmiştir (BGE 118 II 496, özellikle E. 5a ve b, 498 vd.; Patrick Schleiifer, a.a.O., 210 vd.; krş. von Büren, a.a.O., 68). Sonuçta da, OR Art. 695 Abs. 1’in amacı gereği genel kurulda hazır bulunan bir pay sahibi (temsilci) organ olarak her ne şekilde olursa olsun ibra kararından etkileniyorsa oy hakkından yoksun kalacaktır. (...)

                     V. KARARA KARŞI DOKTRİNDE YÖNELTİLEN ELEŞTİRİLER

Parg. 9.                Federal Mahkeme, kararında OR Art. 695 Abs. 1 hükmünde bazı istisnaların olması gerektiği fikrini ileri süren yeni öğreti görüşlerine[3] fazla itibar etmemiş ve bunların pratik sonuçlarını tartışmamıştır. Bu nedenle de Federal Mahkeme’nin çok genel ve yüzeysel bir yaklaşımla ortaklığın idaresi ile ilgili kimselerin oy hakkından her şartta yoksun olması gerektiği yönündeki görüşünü tekrar gözden geçirmesi gerektiği ileri sürülmektedir[4]. Zira İsviçre doktrininde dile getirildiği üzere, yönetim kurulunun ibrası ile ilgili genel kurul kararlarında bir  pay sahibi, oydan yoksun pay sahibini (yönetim kurulu üyelerini) özel bir yetki ve talimatla kendisini temsilen oy kullandırabilmelidir[5]. Yoksa İsviçre’de yeni öğreti görüşü de elbette ki ibra kararlarında yöneticilerin belli bir talimat olmaksızın sadece alelade temsil yetkisiyle vekaleten oy kullanabilmelerini kabul etmemektedir. Zira her kim herhangi bir talimat ortaya koymadan ortaklığa kendi adına oy kullanmak için temsil yetkisi verirse, bu, ortaklığın yönetimine güvenoyu açıklamak anlamına gelir[6]. Yani bir pay sahibi herhangi bir özel talimat ortaya koymaksızın bir organa kendi adına oy kullanmak üzere temsil yetkisi verirse, yönetim kurulunu genel kurulda ibra etmek istediği anlamına gelmektedir[7]. Şu halde, bir pay sahibi normalde bizzat genel kurula katılarak veya yönetim kurulu üyesi vs. olmayan bağımsız bir kimseye kendi adına oy kullanmak üzere temsil yetkisi verme imkanı varken ibra kararının alınmasında ısrarla yönetim kurulu üyelerinden birisine vs. oy kullanma yetkisi veriyorsa ve bu yetki özel bir talimata bağlı olarak verilmişse ilgili pay sahibini daha fazla korumaya gereke yoktur[8]. Bunun dışında, doktrinde von Büren  OR Art. 695 Abs. 1’de ortaklığın yönetiminde yer alan şahıslara ibrada oy kullanma yasağı getiren hükmün bu şekliyle yeterince amaca hizmet edemediği görüşündedir[9]. Söz konusu hükmün uygulamasında önemli olan, oy kullanmak üzere temsil yetkisi veren pay sahibinin, yetki verdiği kimsenin organ konumunda olduğunu bilip bilmediği ve buna göre hareket edip etmediğidir[10].

                     VI. TÜRK HUKUKUNDA DURUM

Parg. 10.            İsviçre hukukunda yöneticilerin yönetim kurulu üyelerinin ibrasıyla ilgili kararlarda oy hakkından yoksunluğunu düzenleyen OR Art. 695 Abs. 1’in Türk hukukundaki karşılığı TTK m. 374 f. 2 hükmüdür. Nitekim bizdeki bu fıkra İsviçre hukukundan birebir tercüme yoluyla alınmıştır[11]. TTK m. 374 f. 2 hükmü şu şekildedir: “Şirket işlerinin görülmesine herhangi bir suretle iştirak etmiş olanlar, idare meclisi azalarının ibrasına ait kararlarda rey hakkını haiz değildirler. Bu yasağın murakıplara şumulü yoktur”.

Parg. 11.            Oy kullanmaları yasaklanan yöneticilerin, genel kurulda kendilerinin ibrası hakkındaki kararlarda diğer pay sahiplerini temsilen oy kullanıp kullanamayacakları hususu doktrin ve yargıda tartışmalı bir konudur[12]. Doktrinde hakim olan görüş[13], ortaklık işlerinin görülmesine iştirak etmiş olanların, yönetim kurulu ile ilgili ibra kararlarında her ne suretle olursa olsun –velev ki oy temsilciliği yoluyla olsa dahi- oy kullanamayacağı yönündedir[14]. Hakim olan fikre göre, temsil yoluyla bir yöneticinin ibrada diğer bir pay sahibi adına oy kullanması TTK m. 374 f. 2 ile hedeflenen amacın bertarafı anlamına gelir[15]. Çünkü TTK m. 374 f. 2 hükmü, “hiç kimsenin kendi davasının yargıcı olamayacağı” ilkesinin[16] bir sonucudur.

Parg. 12.            Yargıda ise Ankara Üçüncü Ticaret Mahkemesi TTK m. 374 f. 2’nin kapsamına giren bir davada konuyu ele almış, şahsı bakımından oy kullanmaktan yoksun kişilerin temsil yoluyla oy kullanmalarını sakıncalı görmüştür[17]. Yargıtay ise, kendisine intikal eden davada TTK m. 361 f. 3 gereği “idare meclisi üyelerinin lehte vekaleten kullandıkları oyların alınan karara etkili olmadığı” gerekçesi ile konuyu tartışmamış[18] ancak, daha başka kararlarında[19] yönetim kurulu üyelerinin temsilci olarak kendi ibralarında oy kullanabileceklerini açıkça kabul etmiştir.

Parg. 13.            Kanımızca da, TTK m. 374 f. 2’deki yasak hükmünün temsil yoluyla kullanılacak oylar bakımından da geçerli olacağı düşüncesi kabul edilecek olursa, oy temsilciliğinin mutlaka yönetim kurulu üyeleri ile ortaklık işlerine iştirak etmiş bulunan kimseler dışında birilerine verilmesi gibi kanunun 360. maddesinin 2. fıkrasıyla[20] bağdaştırılması güç ve temsil yetkisi verecek pay sahiplerinin oy kullanma haklarını kısıtlayan bir durum da yaratılmış olur[21]. Bu nedenle pay sahibinin oy temsilciliği konusunda düşünebileceği husus, tanıdığı veya kendi menfaatlerini koruyacağına emin olduğu bir kişiyi bulmaktır. Bu anlamda ise bilanço ve faaliyet raporunu gördükten sonra temsil yetkisi vereceği şahıs olarak yönetim kurulu üyesini tercih etmesi mümkündür. Ve faaliyet sonuçlarından memnun ise böyle bir seçimi yapmış olması bizce doğal karşılanmalıdır. Pay sahibi aynı düşünce ile ortaklığın denetçilerini veya ortaklık çalışanlarını veya  şirket işlerine herhangi bir suretle iştirak etmiş olanları da seçebilmelidir.

Parg. 14.            Temsil yetkisi veren pay sahibi “şirketin işlerinin görülmesine iştirak” etmemiştir. Ancak, sahip olduğu paya ait oy hakkını kullanmak üzere temsil yetkisi vermekle bir anlamda  da yönetim kuruluna güvenini ve onu ibra eylediğini ifade etmektedir[22].

                     VIII. SONUÇ

Parg. 15.            OR Art. 695 Abs. 1 ve TTK m. 374 f. 2 kapsamında gerek İsviçre gerekse de Türk hukukunda şirket işlerinin görülmesine herhangi bir şekilde iştirak etmiş olanların genel kurulda yönetim kuruluyla ilgili ibra kararlarında oy kullanmaları yasaktır. Ancak bu yasak, temsil yoluyla oy kullanmaları kapsamına almamalıdır. Zira hükümdeki yasak yöneticinin kendi payından kaynaklanan oy hakkıyla ilgili olup, başkaları adına vekaleten oy verilmesi hali yasağın uygulama alanına girmemektedir. Çünkü TTK m. 374 f. 2’de (OR Art. 695 Abs. 1), yasağın temsil yoluyla kullanılan oyları da kapsadığına dair bir işaret veya ifade yoktur. Bir an için TTK m. 374 f. 2’deki (OR Art. 695 Abs. 1) yasağın temsil yoluyla kullanılan oyları da kapsadığı kabul edilse bile oy hakkını kullanmak üzere yöneticilere temsil yetkisi veren bir pay sahibinin kime temsil yetkisi verdiğinin bilincinde olacağı unutulmamalıdır. Bir başka deyişle, bir pay sahibi yönetim kurulu üyelerinden birisine oy için temsil yetkisi vermişse bununla ona olan güvenini açıklamakta ve dolayısıyla da onu ibra etmek istediğini ifade etmektedir. O halde, genel kurulda yönetim kurulunun ibrası hakkında karar verme yetkisi pay sahiplerine ait olduğuna göre, bir pay sahibi iradesini yönetim kurulu üyesinin kendi adına açıklayacağı bir oyla gerçekleştirmek istiyorsa, burada bilinçli bir davranışın varlığından söz edilir ve dolayısıyla bu yolu tercih etmiş bir pay sahibini daha fazla korumaya da gerek yoktur. Üstelik de yöneticilerin oy kullanımı için kendilerine temsil yetkisi verilmesi konusunda pay sahiplerini zorlama hakkı da yoktur. Temsil yetkisinin verilmesi tamamen iradî gerçekleşmektedir.

 

 

Kısaltmalar

 

 

a.a.O.              : Am angegebenen Ort

Abs.                : Absatz

AJP                 : Aktuelle Juristische Praxis

Art.                  : Artikel

Aufl.                : Auflage

batider             : Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi

BGE                : Entscheidungen des Schweizerischen Bundesgerichts

Bkz.                 : bakınız

C.                    : Cilt

dn.                   : Dipnot

Diss.                : Dissertation

E.                    : Esas

f.                      : Fıkra

HD.                 : Hukuk Dairesi

K.                    : Karar 

kn.                   : kenar no

Krş.                 : Karşılaştır

m.                    : Madde          

N                     : Nummer(kenar no)

OR                  : Obligationenrecht (İsviçre Borçlar Kanunu)

S.                    : Sayı

SJZ                  : Schweizerische Juristenzeitung

SZW               : Schweizerische Zeitschrift für Wirtschaftsrecht

TD                   : Ticaret Dairesi

TTK                : Türk Ticaret Kanunu         

vd.                   : Ve devamı

ZBJV               : Zeitschrift des Bernischen Juristenvereins

 

 

Kaynakça

 

Ansay, T., Anonim Şirketler Hukuku, 6. bası, Ankara 1982

Arslanlı, H., Anonim Şirketler II: Anonim Şirketin Organizasyonu, İstanbul 1960

Böckli, P., Schweizer Aktienrecht, 2. bası, Zürich 1996

Çamoğlu, E. (Poroy, R./Tekinalp, Ü.), Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku, 7. bası, İstanbul 1997

Çevik, O.N., Anonim Şirketler, 4. bası, Ankara 2002

Domaniç, H., Anonim Şirketler Hukuku ve Uygulaması, TTK Şerhi II, İstanbul 1988

Erem, T.S., Ticaret Hukuku Prensipleri, C.II Ticaret Şirketleri, 2. bası, İstanbul 1965

Eriş, G., Anonim Şirketler Hukuku, Ankara 1995

İmregün, O., Anonim Ortaklıklar, 4. bası, İstanbul 1989

İmregün, O., Kara Ticaret Hukuku Dersleri, 11. bası, İstanbul 1996

Kalpsüz, T., Bilanço ve Oy Kullanma Esaslarına Aykırılık Sebebiyle Genel Kurul Kararının İptali, batider C. X S. 1 1979

Pulaşlı, H., Şirketler Hukuku, 2. bası, Konya 1995

Tekil, F., Anonim Şirketler Hukuku, İstanbul 1993

Teoman, Ö., Anonim Ortaklıkta Pay Sahibinin Oy Hakkından Yoksunluğu, İstanbul 1983

von Büren, R., Erfahrungen schweizerischer Publikumsgesellschaften mit dem neuen Aktienrecht, ZBJV 1995

Waidacher, R., Institutionelle Stimmrechtsvertretung-Gesetzliche Schutzvorkehrungen gegen Missbraeuche der Massenvertretung, Zürich 1997

Watter, R./Dubs, D., Der Déchargebeschluss, AJP 8/2001

Wohlmann, H., Stimmrechtsvertretung beim Déchargebeschluss, SZW 2 2003

Wohlmann, H., Zur Organvertretung im neuen Schweizerischen Aktienrecht, SJZ 1994

Ziswiler, H. U., Der gesetzliche Ausschluss vom Stimmrecht gemaess Art. 695 Abs. 1 OR (Beschlüsse über die Entlastung des Verwaltungsrates) bezieht sich auch auf den gewillkürten Vertreter; Kostenverlegung gemaess Art. 706a Abs. 3 OR, SZW 1 2003

 

 

 

 

 

 

 

 

 



*      BAÜ Bandırma İİBF Ticaret Hukuku ABD.

 

[1]           Olayın Aargau Kantonu Ticaret Mahkemesi’ndeki karar tarihi 29 Ağustos 2001; Federal Mahkeme’deki karar tarihi ise 7 Şubat 2002’dir (Federal Mahkeme’de dosya numarası: 4C.324/2001). Federal Mahkeme’nin kararının özeti için ayrıca bkz. BGE 128 III 142 vd.. Karar hakkındaki değerlendirmeler için bkz. Ziswiler, H. U., Der gesetzliche Ausschluss vom Stimmrecht gemaess Art. 695 Abs. 1 OR (Beschlüsse über die Entlastung des Verwaltungsrates) bezieht sich auch auf den gewillkürten Vertreter; Kostenverlegung gemaess Art. 706a Abs. 3 OR, SZW 1 2003, 54 vd.; Wohlmann, H., Stimmrechtsvertretung beim Déchargebeschluss, SZW 2 2003, 111 vd.

[2]           OR Art. 695 Abs. 1 şu şekildedir: Bei Beschlüssen über die Entlastung des Verwaltungsrates haben Personen, die in irgendeiner Weise an der Geschaeftsführung teilgenommen haben, kein Stimmrecht (Yönetim kurulu hakkındaki kararlarda herhangi bir şekilde yönetime katılan kimselerin oy hakkı yoktur).

            Abs. 2: Dieses Verbot bezieht sich nicht auf die Mitglieder der Revisionsstelle (Bu yasak denetçileri kapsamamaktadır)  

[3]           Böckli, P., Schweizer Aktienrecht, 2. bası, Zürich 1996, N 1360h/i; Watter, R./Dubs, D., Der Déchargebeschluss, AJP 8/2001, 919, 921; Wohlmann, H., Zur Organvertretung im neuen Schweizerischen Aktienrecht, SJZ 1994, 118 vd.;  von Büren, R., Erfahrungen schweizerischer Publikumsgesellschaften mit dem neuen Aktienrecht, ZBJV 1995, 67 vd.;  Waidacher, R., Institutionelle Stimmrechtsvertretung-Gesetzliche Schutzvorkehrungen gegen Missbraeuche der Massenvertretung, Zürich 1997, 95 vd.

[4]           Ziswiler, SZW 1 2003, 56.

[5]           Böckli, N 1360i; Watter/Dubs, 919, 921.

[6]           Wohlmann, SJZ 1994, 118.

[7]           Böckli, N 1360i.

[8]           Von Büren, 68.

[9]           Von Büren, 68. Ayrıca bu yazardaki dn. 63’teki açıklamalara bkz.

[10]         Wohlmann, SJZ 1994, 119 ve dn. 119.

[11]         Bkz. yukarıda dn. 2.

[12]         Türk hukukunda anonim ortaklıklarda şirket işlerini idare edenlerin yönetim kurulu ile ilgili ibra kararlarında oydan yoksunluğu hakkında geniş bilgi için bkz. Teoman, Ö., Anonim Ortaklıkta Pay Sahibinin Oy Hakkından Yoksunluğu, İstanbul 1983, 116 vd.

[13]         Çamoğlu, E. (Poroy, R./Tekinalp, Ü.), Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku, 7. bası, İstanbul 1997, 323, 324 kn. 614; Arslanlı, H., Anonim Şirketler II: Anonim Şirketin Organizasyonu, İstanbul 1960, 51; Erem, T.S., Ticaret Hukuku Prensipleri, C.II Ticaret Şirketleri, 2. bası, İstanbul 1965, 196 ve dn. 54; Ansay, T., Anonim Şirketler Hukuku, 6. bası, Ankara 1982, 248, 249; Tekil, F., Anonim Şirketler Hukuku, İstanbul 1993, 210, 211; İmregün, O., Anonim Ortaklıklar, 4. bası, İstanbul 1989, 137; İmregün, O., Kara Ticaret Hukuku Dersleri, 11. bası, İstanbul 1996, 303; Pulaşlı, H., Şirketler Hukuku, 2. bası, Konya 1995, 266; Domaniç, H., Anonim Şirketler Hukuku ve Uygulaması, TTK Şerhi II, İstanbul 1988, 636. 

[14]         Oy hakkından yoksun olan kişi, bu yasağı dolanmak için paylarını başkasına da devredemez.

[15]         Domaniç, TTK Şerhi II, 636.

[16]         Çamoğlu (Poroy/Tekinalp), 323 kn. 614.

[17]         “Genel olarak idare heyeti azaları kendilerinin ibrası ile ilgili konuda oy kullanmazlar. Bu husus kanunun TTK 374/2 hükmü ile yasaklanmış bulunmaktadır. Bu hükmün esas gayesi hesap vermesi gereken kimsenin kendisinin sorumluluğu gerekip gerekmeyeceği konularda oya iştirak etmemesini temindir. Çünkü, şahsının ilgili bulunduğu konularda yapılacak oylamada kişinin bitaraf olamayacağı ihtimalini kanun göz önünde tutmuştur. Zira bir kişinin kendi aleyhinde oy kullanması insan tabiatına aykırıdır. Böylece, şahsı bakımından oy kullanması kanunen yasak edilmiş bir kişinin vekaleten oy kullanması da mahzurludur. Ve kanunun bu hükmünün gayesine aykırıdır. Asaleten oy kullanması sakıncalı olduğundan kanunen yasaklanan bir kişinin aynı hakkı vekaleten kullanması da mümkün olmaması gerekir. Rey hakkını haiz olmayanların, rey hakkını haiz pay sahiplerinin mümessili sıfatıyla da anılan sebeplerle karara iştirak edememeleri gerekir” , Ankara Üçüncü Asliye Ticaret Mahkemesi 31.1.1975 E. 1970/217, K. 1975/17.  Bkz. Çevik, O.N., Anonim Şirketler, 4. bası, Ankara 2002, 520.    

[18]         12. HD. 7. 12. 1975 E. 1975/2547, K. 1976/41 (Çevik, 520). Doktrinde Kalpsüz, yöneticinin ibra kararında oy kullanmasında kendi adına hareket etmemesi nedeniyle şahsına bağlı yasağın temsil yoluyla kullandığı oyda etkili olmaması ve TTK m. 374 f. 2’deki yasağın temsilen kullanılan oya sirayet etmemesi   gerektiği düşüncesindedir ve bu yönüyle kararı eleştirmektedir. Bkz. Kalpsüz, T., Bilanço ve Oy Kullanma Esaslarına Aykırılık Sebebiyle Genel Kurul Kararının İptali, batider C. X S. 1 1979, 23-26.

[19]         Örneğin, TTD. 16.5.1963 gün, 5566 E., 2167 K. sayılı Kararı, batider, C. II S. 2, 265; TD. 2.6.1959, E. 507/K. 1637 (Eriş, G., Anonim Şirketler Hukuku, Ankara 1995, 413).

            “Yönetim kurulu üyesi kendi ibrasında oy kullanamaz ise de, temsilen başkalarına ait oyları kullanabilir” 11.HD, 31. 3. 1994, E. 5684/K. 2511 (Eriş, 416).   

[20]         TTK m. 360 f. 2 şöyledir: “Rey hakkını haiz olan pay sahibi umumi heyet toplantılarında bu hakkını bizzat kullanabileceği gibi pay sahibi olan veya esas mukavelede hilafına hüküm bulunmadıkça, pay sahibi olmayan üçüncü bir şahıs vasıtasıyla da kullanabilir”. 

[21]         Aynı doğrultuda: Çevik, 521, 522.

[22]         Çevik, 521.