|
||||
|
Makale
YABANCI MAHKEME KARARLARININ AMERİKAN HUKUKU’NDA TANINMASI VE TENFİZİ
Yrd.Doç.Dr. Yusuf Çalışkan*
I. Giriş
Globalleşme ile bağlantılı olarak artan uluslararası ticari ilişkiler, bu ilişkilerin taraflarına ekonomik, siyasi ve hukuki bir takım yararlar getirdiği gibi birtakım riskleri de içermektedir. Özellikle uluslararası yatırımcıların yatırım yaptıkları ülkede karşılaşabilecekleri en önemli riskler olarak; uyuşmazlık çıktığında uygulanacak hukuk sorununu, yetkili mahkeme sorununu ve verilen mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizi problemlerini örnek olarak verebiliriz. Uluslararası ekonomik gelişmeler çerçevesinde bir çok Amerikan vatandaşının ülkemizde yaşaması yanında, Amerikan şirketlerinin de ülkemizde yatırım yapması, bu kişi ve şirketler aleyhine Türk mahkemelerinde alınan kararların Amerika’da tanınması ve tenfizi konusunu gündeme getirmektedir. Dolayısıyla bu çalışmamızda, Amerikan Hukukunda yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi değerlendirilecektir.[1] Amerikan Hukukunun hem eyalet hem de federal bazda olması nedeniyle, konu ile ilgili çok farklı düzenlemeler bulunmaktadır. Konumuz ile ilgili eyaletlerarası uygulamaların farklılık göstermesi, başta yabancı avukatlar olmak üzere, uluslararası hukuk alanında çalışan akademisyenleri de yabancı mahkeme kararlarının Amerikan Hukukunda tanınması ve tenfizi meselesini irdelemeye itmektedir.
Çalışmamızda ilk olarak Amerikan Hukukunda yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi genel olarak değerlendirilecektir. Tanıma ve tenfiz edilme konusunda önemli konular mahkeme kararlarıyla örnek verilerek açıklanacaktır. Son olarak da, Amerika’da tüm eyaletlerde yeknesak olarak uygulanması amacıyla çıkarılması gündemde olan Federal Tenfiz Kanunu oluşturma çalışmaları kısaca anlatılacaktır.
II. Genel Bilgi
ABD’de 50 eyalet ve bu eyaletlerin ayrı yargı sistemi ve bir de Federal yargı sistemi bulunmaktadır. Amerikan hukukunda, eyaletler farklı düzenlemeler ile, yabancı mahkeme kararının tanınmasını kabul etmektedirler.[2] Eyaletlerin konumuza ilişkin hukuksal düzenlemeleri eyalet kanunları ve mahkeme içtihatlarından oluşmaktadır.
Amerikan Anayasası’nda, Amerikan Kongresi’nin ticari ilişkileri düzenleme yetkisi bulunmaktadır. Buna paralel olarak da Kongre’nin yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi konusunda federal bir kanun çıkarma yetkisi olmasına rağmen, bugüne kadar konu ile ilgili federal bir kanun çıkarılmaması, uluslararası hukukçular tarafından problem olarak görülmektedir.[3] Eğer federal bir kanun ile yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi düzenlemiş olsa idi, bu düzenleme hem federal mahkemelerde hem de eyalet mahkemelerinde bağlayıcı olacaktı.[4]
Yabancı mahkeme kararlarınıın tanınması ve tenfizinin, federal hukuktan ziyade eyalet hukuklarınca düzenlenmesi ve her eyaletin konu ile ilgili kendine özgü kanuni düzenlemelerinin bulunması sonucu, çeşitli eyaletlerin kanunları arasında esaslı noktalarda çatışmalar meydana gelebilmektedir.[5] Bu ve benzeri sakıncaların önlenmesi ve eyaletler arasında yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi konusunda yeknesaklığı sağlamak amacıyla 1948 yılında Uniform Enforcement of Foreign Judgements Act[6] ( Yeknesak Yabancı Mahkeme Kararlarının Tenfizi Kanunu) ve 1962 yılında Uniform Foreign Money Judgements Recognition Act[7] (Paraya İlişkin Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınmasına Dair Yeknesak Kanun (Yeknesak Kanun) ) oluşturulmuştur. Her ne kadar farklı hükümler bulunsa da her iki kanun, Brüksel ve Lugano konvansiyonlarına benzer düzenlemeler içermektedir.[8]
Yetkili bir eyalet mahkemesinin vermiş olduğu herhangi bir konu hakkındaki karar kural olarak diğer eyaletlerde tanınmalıdır.[9] Amerikan Federal Anayasası’nın 4 üncü maddesininde düzenlenen “Tam Güven ve İtimat Maddesi” (Full Faith and Credit Clause) gereğince, bir mahkemenin kararı tam güven ve itimat veriyorsa, diğer eyaletler bu mahkeme kararını tanımaya mecburdur. Bu maddenin geçerli olarak uygulanabilmesi için aşağıdaki koşullar aranmaktadır[10];
-Kararı veren mahkemenin dava konusu ve taraflar üzerinde yetkisi olmalı,
-Karar davanın esası hakkında verilmiş olmalı,
-Kesin bir karar olmalıdır.
Amerika’nın yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizine ilişkin uluslararası bir antlaşmaya taraf olmaması ve konu ile ilgili Federal bir kanunun olmamasından dolayı, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi Common Law (Müşterek Hukuk) ve eyaletlerin kanuni düzenlemeleri çerçevesinde incelenmektedir. Eğer herhangi bir kişi yabancı bir mahkeme kararının tanınması veya tenfizini istiyorsa, bu talebini yetkili bir mahkemede dava açarak isteyecek ve mahkeme de bu kararın tanınması ve tenfizinin uygun olup olmadığına karar verecektir.
Müşterek Hukukun konumuz ile ilgili en önemli kararı, Hilton v.Guyot kararı olup, Amerikan hukukunda yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizinde kabul edilen Comity doktrini bu kararda açıklanmıştır.[11] Yabancı mahkeme kararlarının tanınmasına, Amerikan Kanunlar İhtilafı hukukunda “Comity” doktrini adı verilmektedir. Kısacası, eyaletler kendi istekleri doğrultusunda, yasal düzenlemeler yapıp nezaketen yabancı mahkeme kararlarını tanıyabilirler. Comity doktrini, Tam Güven ve İtimat Maddesi” (Full Faith and Credit Clause)’den farklı olup, bu doktrin uyarınca eyaletler yabancı mahkeme kararını tanımak zorunda değildir.[12] Hilton kararında, hakim karşılıklılık ilkesini dikkate almış ve Fransa’da Amerikan mahkemesi kararlarının tanıma ve tenfizinin mümkün olmamasından dolayı, Fransız mahkemesi kararının Amerika’da tanıma ve tenfizinin mümkün olamayacağına karar vermiştir. Bu kararda dikkate alınan karşılıklılık prensibi, aşağıda da değinileceği üzere daha sonraki mahkeme uygulamalarında aranmamıştır. Fakat Comity doktrini değişik şekillerde mahkeme kararlarında, eyalet kanunlarında ve Restatement’ta yer almıştır.[13]
III. Eyaletlerin Hukuk Sistemlerinde Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizi
Federal Hukukta konunun düzenlenmemiş olması nedeniyle, 50 eyalette farklı standartlar bulunmakla birlikte, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizinde genellikle benzer usul ve koşullar kabul edildiği görülmektedir. Eyalet düzenlemelerini iki gruba ayırarak incelemek yerinde olacaktır: A. 1895 Amerikan Temyiz Mahkemesi kararında ortaya çıkan Müşterek Hukuk doktrinini izleyen eyaletler; B. Yeknesak Kanunu adapte eden eyaletler.[14]
A. 1895 Amerikan Temyiz Mahkemesi Kararında Ortaya Çıkan Müşterek Hukuk Doktrinini İzleyen Eyaletler
Bir çok eyalette, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi, müşterek hukuka göre yürütülmektedir. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, bu eyaletler Hilton v. Guyot kararındaki comity doktrininden hareketle, esasa ve usule ilişkin bir takım standartlar kabul etmektedirler. Bu standartlara göre, adil ve usulüne uygun işlem ve yargılama ilkesinin kabul edildiği yabancı mahkemelerin vermiş olduğu kararlar hem tanınıp hem de tenfiz edilebilmektedir. Bu standartların bazıları şunlardır[15]:
a. Kararı veren yabancı mahkemenin yetkili olması,
b. Davalının mahkemeye o yer kanunlarına göre usulüne uygun olarak davet edilmiş olması,
c. Kararın normal usul kurallarına göre alınmış olması,
d. Yabancı mahkemenin karar verirken yabancılara karşı adil ve tarafsız bir usulde kararını vermiş olması,
e. Mahkemenin yabancı hukuka karşı önyargılı yaklaşmaması,
f. Yabancı mahkeme kararının alınırken hilenin yapılmamış olması,
g. Comity doktrininin uygulanmasını engelleyecek diğer durumların olmaması gibi takdire açık sebepler aranmaktadır. Bu standartlar yanında Hilton v. Guyot kararında karşılıklık ilkesi de aranmıştır. Fakat daha sonra bir çok eyalet, diğer ülkelerin bu ilkeyi uygulayıp uygulamamasına bakmadan, karşılıklılık ilkesinin aranmasını ortadan kaldırmıştır.[16]
Müşterek hukuk uygulamasında kabul edilen standartlar, hem mahkeme kararını veren ülkenin usul hukuku sisteminin, hem de sadece o karara ilişkin adil yargılanmanın yapılıp yapılamadığına dair esaslardır. Bu esasların müşterek hukuk doktrinine uygun olup olmadığını kimin ispat edeceği sorunu ise değişik şekillerde çözümlenebilmektedir. Her ne kadar Hilton v. Guyot davasında yabancı mahkeme kararının tanınma ve tenfizini isteyen tarafın yukarıda belirtilen standartların uygunluğunu ispat etmesi aranırken, uygulamada Amerikan mahkemeleri, yabancı mahkeme kararlarının tenfiz edilebilirlik standartlarına uygun oldukları karinesini kabul etmektedirler.[17] Dolayısıyla, mahkeme kararının tanıma ve tenfizini istemeyen taraf, yabancı mahkeme kararının veya kararı veren mahkemenin bulunduğu ülkenin hukuk sisteminin adil yargılamaya uygun olmadığını ispat etmelidir.[18]
B. Kanuni Düzenlemesi Bulunan Eyaletler
Başta Kaliforniya ve New York olmak üzere bir çok eyalette, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi konusunda kanunlar bulunmaktadır. Bu eyaletler, Yeknesak Kanunu aynen veya değiştirerek, kendi yasal düzenlemelerine adapte etmişlerdir. Gerçekten Yeknesak Kanun adından da anlaşılacağı üzere uygulamayı yeknesaklaştırma ve problemleri gidermek amacıyla çıkarılmış olmasına rağmen, eyaletler bu Kanunu kendi hukuklarına adapte ederlerken değişiklikler yapmışlardır. Örneğin Yeknesak Kanun, karşılıklılık prensibini kabul etmemişken, Florida, Teksas gibi eyaletler karşılıklılık prensibini, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizinde aramaktadırlar.[19] Yeknesak Kanun, müşterek hukukta kabul edilen standartların yasalaştırılmış halidir. Bu kanuna göre, yabancı mahkeme kararı karine olarak tenfiz edilebilir nitelikte olmakla birlikte, tenfizine engel teşkil eden hallerin varlığı durumunda tenfiz edilemez.
Yeknesak Kanun, zorunlu ve takdiri olmak üzere iki grup halinde tenfize engel teşkil eden durumları hükme bağlamıştır. Aşağıdaki şartların varlığı halinde Amerikan mahkemesi zorunlu olarak yabancı mahkeme kararının tanıma ve tenfizini reddedecektir. Bu durumlar;
a. Tarafsız ve adil yargılama ilkesinin uygulanmadığı yabancı mahkeme kararları,
b. Yabancı mahkemenin davalı açısından kişi yönünden yetkisiz bir mahkeme olması,
c. Yabancı mahkemenin konu yönünden de yetkisiz bir mahkeme olması.[20]
Her ne kadar Yeknesak Kanun, yabancı mahkemenin kişi yönünden yetkisiz olduğu durumlarda, yabancı mahkeme kararının tanıma ve tenfizini reddetmek zorunda olsa da, Kanun bazı durumlarda, Amerikan mahkemesinin kişi yönünden yetkisiz bir yabancı mahkemenin kararını da tenfiz edebileceğini hüküm altına almıştır. Yeknesak Kanunda yer alan bu hallere örnek olarak; davalıya tebligatın bizzat yabancı ülkede yapılmış olması, davalının önceden dava konusu üzerinde yetkili mahkemenin yabancı mahkeme olduğunu kabul etmesi, şirketler açısından davalının şirket merkezinin yabancı ülkede olması veya o ülkede şirket statüsünün bulunması, davalının ticari ofisinin orada olması ve davaya konu olan olayın bu ticari ofisin eyleminden doğmuş olması gibi durumları verebiliriz.[21]
Bazı hallerde ise Amerikan mahkemesi, yabancı mahkeme kararının tanınma ve tenfizini reddedebilir. Takdiri red sebebi olan durumlar şunlardır:
a. Davalının yabancı mahkemeye davetinin yetersiz bir şekilde yapılması,
b. Yabancı mahkeme kararının hile ile alınmış olması,
c. Yabancı mahkeme kararının tenfiz edilmesinin eyaletin kamu düzenine aykırı olması,
d. Yabancı mahkeme kararının kesinleşmiş başka bir mahkeme kararına aykırı olması,
e. Tarafların kararı veren mahkeme dışında başka bir yeri uyuşmazlık çözüm merkezi olarak kabul etmeleri.[22]
IV. Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınması Ve Tenfizi Usulü
Yabancı mahkeme kararının Amerikan mahkemelerinde kayıt işlemi (registration) yapılarak veya Exequatur kararı verilerek tenfiz edilmesine ilişkin bir düzenleme Amerikan hukukunda bulunmamaktadır.[23] Diğer bir ifade ile, yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizine ait ayrı bir usul Amerikan hukukunda yer almamaktadır. Bundan dolayı, yabancı mahkeme kararına dayanarak alacağını almak isteyen bir kişinin Amerika’da yetkili bir mahkemede dava açması gerekmektedir. Özellikle, Yeknesak Kanunu kabul eden eyaletlerde, yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizi usulü hızlandırılmış yargılama kurallarına tabi tutulmuştur. Örneğin davacı, Amerikan mahkemesinden jürisiz, hızlı karar (summary judgement ) talep edebilir. Bunun yanında, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi karşı dava (Counterclaim) , karşı talep (Cross-claim) ve olumlu savunma (affirmative defense) olarak da ileri sürülebilir.[24]
V. Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizinde Önemli Konular:
A. Karşılıklılık İlkesi
Karşılıklılık ilkesi, genel olarak yabancı mahkeme ilamının tanınması ve tenfizinde aranmamaktadır. Yukarıda açıkladığımız gibi, Hilton v Guyot kararı hala bir çok eyalet düzenlemesinde ve mahkeme kararlarında örnek teşkil etmekte ise de, kararda yer alan karşılıklılık prensibi bir çok eyalet kanununda yer almamıştır. Yeknesak Kanun da, karşılıklılık prensibini kabul etmemiştir. Bununla beraber, bu kanunu eyalet kanunlarına adapte ederken bazı eyaletler karşılıklılık prensibini yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizinin ihtiyari red sebebi olarak kabul etmişlerdir. Bu eyaletlere örnek olarak Florida, Ohio ve Teksas’ı verebiliriz. Massachusetts ve Georgia eyaletlerinde ise yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi için karşılıklılık prensibi zorunlu unsur olarak aranmaktadır. New Hampshire eyaleti ise Kanada mahkemelerinin kararlarının tenfizi için karşılıklılık prensibini aramaktadır.[25] Colarado eyaletinde karşılıklılık prensibi ile ilgili düzenleme ise ilginç bir durum yaratmaktadır. Mevcut düzenlemede ahdi karşılıklılık ilkesi yabancı mahkeme kararının tanıma ve tenfizinde aranmaktadır. Diğer bir ifade ile, tenfizi istenen kararı veren mahkemenin bulunduğu devlet ile Amerika arasında karşılıklı olarak devletlerin mahkeme kararlarını etkin kıldıklarına ilişkin bir antlaşma olmalıdır. Bugüne kadar Amerikanın ister ikili ister ise çok taraflı böyle bir antlaşmaya taraf olmaması, Colarado eyaletinde yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizinin mümkün olmasını engelleyebilir.[26] Karşılıklılık prensibinin kural olarak aranmadığı, fakat bazı eyaletlerde zorunlu veya takdiri olarak arandığının bilinmesi yeterlidir.
B. Kesinleşmiş Yabancı Mahkeme Kararı
Amerikan hukukunda yabancı mahkeme kararının verilmiş olması yeterli olup, temyiz aşamasında da tenfizin istenebileceği fakat temyiz sonuçlanana kadar mahkemece tenfiz kararının verilemeyeceği kabul edilmektedir.[27] Örneğin, Korea Water Resources Corp.v Lee[28] davasında, Amerikan mahkemesi Kore Medeni Usul Kanununun temyiz sonuçlanmadan mahkeme kararının kesin olamayacağını belirtmesine rağmen, Kore mahkemesi kararının Kaliforniya’da tenfiz edilebileceğine karar vermiştir. Karara gerekçe olarak da, Kalifornia Kanununun temyiz aşamasında bile tenfize izin vermesi gösterilmiştir.[29]
Yabancı mahkeme kararına idari karar organlarının girip girmediğine ilişkin açık bir düzenleme Amerikan hukukunda yer almamaktadır. Amerikan hukukunda, eğer idari karar mercileri, mahkemelerde uygulanan usul çerçevesinde karar veriyorlarsa, kararlarının res judicata etkisi bulunmaktadır.[30] Mahkeme ile idari karar organları ayrımı hemen hemen bir çok eyalette farklı şekilde düzenlenmekte olup, tanıma ve tenfiz istenen kararı veren merciin mahkeme niteliğini taşıyacağına ilişkin eyalet hukuklarında tanıma ve tenfiz için zorunlu veya önleyici bir kural bulunmamaktadır.[31] Bazı mahkeme kararlarında, yabancı idari mercilerin kararları adil ve güvenilir bir usul izlenerek verildiklerinden dolayı tanıma ve tenfizi kabul edilmiştir. Örneğin Batı Alman idari makamının nasizm mağdurları lehine vermiş olduğu karar, New York Mahkemesin’de kabul edilmiştir.[32] Bunun yanında, evlilik cüzdanı, pasaport verme, doğum sertifikası gibi rutin yabancı idari kararlar, Amerika’da tanınmaktadır.[33]
C. Yabancı Mahkemenin Yetkili Olması Gerekir
Yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi için, yabancı mahkeme kararının hem konu, hem de kişi yönünden yetkili bir mahkeme tarafından verilmesi gerekmektedir. Amerikan mahkemeleri, yabancı mahkemenin yetkili olup olmamasında ‘minimum contact’ (azami ilişki) testini uygulamaktadırlar. Diğer bir ifadeyle, International Shoe v. Washington[34] davasında kabul edilen, yabancı devlet ile dava konusunun azami bir ilişkisinin olması aranmaktadır. Yabancı mahkemenin yetkisi, kişi yönünden mevcut ise Amerikan mahkemeleri yabancı mahkemenin kararını tenfiz etmektedirler. Kişi yönünden yetkinin olmaması, tanıma ve tenfiz için ret sebebi olarak kabul edilmektedir. Amerikan mahkemeleri yabancı mahkemelerin konu yönünden yetkili olduklarını karine olarak kabul etmektedirler. Fakat yabancı mahkeme kararı, Amerika’daki bir gayrimenkule ilişkin ise veya Amerikan patent, marka, telif haklarıyla ilgili ise, bu durumlarda Amerikan mahkemeleri, yabancı mahkemelerin konu yönünden yetkili olduklarına ilişkin karineyi kabul etmemektedir.[35]
D. Yabancı Mahkeme Kararının Hileli Alınmamış Olması Gerekir
Yabancı mahkeme kararının tanınma ve tenfizi için, yabancı mahkeme kararının hile ile elde edilmemiş olması gerekir. Tamimi v. Tamimi davasında[36], New York mahkemesi yabancı mahkeme kararının tenfizinin reddolunabilmesi için hilenin ne olduğunu karara bağlamıştır. Adı geçen davada, Thailand mahkemesinin vermiş olduğu boşanma davasının, hile ile alınmış olduğu karara bağlanmıştır. Davalı kadına, boşanma davasında usulüne uygun olarak tebligat yapılmış olmasına rağmen, davacı koca kadının kendisi ile İngiltere’ye dönmesi halinde davadan vazgeçeceğini söylemiş ve davalı kadın da bu duruma inanarak davaya cevap vermeksizin, İngiltere’ye dönmüştür. Davacı koca davaya devam etmiş ve boşanma kararı verilmiştir. New York mahkemesi, bu kararın kocanın hileli davranışları sonucunda alındığını ve bundan dolayı New York’ta tenfizinin mümkün olamayacağına karar vermiştir. Yeknesak Kanun’da da Yabancı mahkeme kararının hile ile elde edilmesi halinde, tanınmasının Amerikan mahkemelerince rededilebileceği hüküm altına alınmıştır.[37]
E. Yabancı Mahkeme Kararının Kamu Düzenine Aykırı Olması
Paraya ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizinin, verilen kararın kamu düzenine aykırı olmasından dolayı reddi genel olarak kabul edilmemektedir.[38] Kanunlar ihtilafı kurallarının yanlış uygulanması, yabancı mahkeme kararına sebep teşkil eden olayların ortadan kalkmış olması gibi sebepler kamu düzeninden sayılmamaktadır. Kamu düzenine aykırılık teşkil etmeyen durumlara mahkeme kararlarından örnek verecek olursak, Spann v. Compania Radiodifusora Fronteriza davasında, Amerikan mahkemelerince tesbit edilememelerine rağmen, dava masrafları ve avukatlık ücretini belirten yabancı mahkeme kararı tenfiz edilebilmektedir.[39] Bir diğer örnek, McCord v. Jet Spray Int’l Corp[40] davasıdır. Bu davada, mahkeme hizmet akdine ilişkin düzenlemeler ile ilgili olarak Massachusett eyaleti hukuku ile Belçika hukuku arasında farklılıklar bulunmasını, kamu düzenine aykırılık olarak nitelendirmeyip, Belçika mahkemesi kararının tenfiz edilemeyeceğine ilişkin iddiayı kabul etmemiştir.
Amerikan mahkemeleri, son kararlarında kamu düzenine aykırılığı dikkate alarak yabancı mahkeme kararlarının tenfizini kabul etmemektedirler. Amerikan Anayasası’na aykırı olarak verilen yabancı mahkeme kararları, kamu düzenine aykırılık teşkil edeceğinden, Amerikan hukukunda tanınamaz ve tenfiz edilemez. Gerçekten kararı veren yabancı mahkemenin uyguladığı usul, Amerikan Anayasası’na aykırı ise tenfiz edilmemektedir.[41] Örneğin yabancı mahkeme kararı, basın özgürlüğünü koruma amacı güden Amerikan Anayasası hükümlerine aykırı olduğu için tenfiz edilmemiştir.[42]
Özellikle kamu düzenine aykırılık konusunda, düşünce özgürlüğü prensibine aykırı olan yabancı mahkeme kararlarının Amerika’da tanınması ve tenfizi mümkün olmamaktadır. Buna örnek olarak In Yahoo! Inc., v. La Ligue Contre Le Racisme et L’ Antisemitisme[43] davasını verebiliriz. Fransa mahkemesinin, Fransız vataandaşlarının Nazi ve Third Reich ile ilgili web sitelerine girmelerini engellemek için Yahoo web dağıtıcısının ilgili web sitesinde değişiklik yapmasını içeren kararı, Amerikan mahkemesi tarafından düşünce özgürlüğünü engellediği ve dolayısıyla kamu düzenine aykırı olduğu gerekçesiyle tenfiz edilmemiştir.
F. Default Judgement ( Gıyapta Verilen Kararlar)
Amerikan mahkemeleri davayı esastan çözen kararlar gibi, davalının yokluğunda alınan kararların da tenfizini kabul etmektedir. Gerçekten, gıyapta verilmiş yabancı mahkeme kararları adil ve usulüne uygun verilmiş ise, kesin bir mahkeme kararı olarak kabul edilmektedir. New York mahkemesi vermiş olduğu bir kararda gıyapta verilmiş yabancı mahkeme kararının, davalının gıyapta verilen karardan önce bir günlük daha cevap süresi olmasına rağmen tenfizini kabul etmiştir.[44] Zira, davalı yabancı mahkemenin kararının geçersiz olduğuna ilişkin o ülkede herhangi bir usuli yola başvurmamış, dolayısıyla Amerikan mahkemesi davalı aleyhine verilen gıyabi kararın tenfizini reddetmemiştir.
Gıyapta verilen karar ile ilgili önemli bir konu da, davalıya yapılan tebligatın yeterli ve etkin olup olmamasıdır. Dolayısıyla davalının usule aykırı olarak mahkemeye davet edilmemesi halinde, verilen yabancı mahkeme kararı, Amerikan mahkemelerince tenfiz edilemeyecektir. Amerikan mahkemeleri, davalıya usulüne uygun olarak tebligatın yapılıp yapılmadığını, kararı veren mahkemenin bulunduğu ülkenin “Hukuki ve Ticari Konularda Adli ve Gayriadli Evrakın Yabancı Ülkelere Tebliğine İlişkin” Lahey sözleşmesine taraf olup olmamasına göre değerlendirmektedir. Eğer yabancı ülke bu sözleşmeye taraf ise, bu sözleşmeye uygun usulde bir tebligatın yapılıp yapılmadığı araştırılmaktadır. Eğer yabancı mahkemenin bulunduğu ülke, bu antlaşmaya taraf değilse, bazı Amerikan mahkemeleri, o yer kanunlarına göre usulüne uygun olarak davalının davet edilip edilmediğini incelemektedir.
G. Yabancı Mahkeme Kararının Amerikan Hukukunda Etkisi : Res Judicata
Yabancı mahkeme kararlarının Amerika’da tanınması ve tenfizinin en önemli etkisi hiç şüphesiz, yabancı mahkeme kararında kararlaştırılan konuların tekrardan Amerikan mahkemelerinde ileri sürülmesinin engellenmiş olmasıdır. Amerika’daki eyaletlerin yargı sistemlerinin hepsinde kabul edilen res judicata ve collateral estoppel doktrinleri, yabancı mahkeme kararları için de geçerlidir.[45] Bu doktrinlere göre, davanın tarafları, daha önce mahkemelerce hakkında karar verilmiş aynı konu hakkında tekrar yargılama yapılmasını isteyemezler. Dolayısıyla, mahkemede önceden karara bağlanmış bir konunun taraflarca tekrar mahkemeden incelenmesi talebi engellenmektedir. Bu engelleme usul ekonomisine uygun olup davanın bir an önce sonuçlandırılması amacını da gütmektedir. Bir çok Amerikan mahkemesi kesinleşmiş mahkeme kararının varlığından dolayı aynı konuların tekrar incelenmesini engelleyen doktrini, federal ve eyalet kanunları çerçevesinde değerlendirmektedir. Bazı Amerikan mahkemeleri kararı veren yabancı mahkemenin bulunduğu ülke hukukuna göre, bu doktrinlerin uygulanıp uygulanmayacağına karar vermektedir. Dolayısıyla, Amerikan yargılama sisteminde yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizinde res judicata ve collateral estoppel doktrinlerinin hangi hukuka göre uygulanacağı konusunda açık bir kural yoktur.[46]
Res judicata ve collateral estoppel doktrinleri, davalının gıyabında verilmiş kararların (default judgement) tanıma ve tenfizinde de uygulanmaktadır. Davalı, gıyabında verilmiş bir mahkeme kararının sonuca bağladığı konuların, tekrar incelenmesini Amerikan mahkemelerinden isteyemez. Yalnız burada dikkat edilmesi gereken husus, davalının gıyabında karar vermiş olan mahkemede hiç bir şekilde ileri süremeyeceği hususları, Amerikan mahkemelerinde ileri sürebilmesidir. Örneğin, yabancı mahkeme kararı sigorta sözleşmesine ilişkin bir konuda olup, yabancı mahkeme kötü niyet iddiasının sigorta sözleşmelerinde ileri sürülmesini kabul etmiyorsa, gıyabında karar verilen davalı Amerikan mahkemelerinde diğer kesinleşmiş konuları ileri sürememesine rağmen kötü niyet iddiasını ileri sürebilir.[47]
VI. Uluslararası Antlaşmalar Çerçevesinde Tanıma ve Tenfiz
Uluslararası açıdan bakıldığında Amerika, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi konusunda, ne iki ne de çok taraflı bir antlaşmaya taraf değildir.[48] Her ne kadar Milletlerararası Usul Hukuku alanında devletler arasında yardımlaşma ve dayanışmanın zor olduğu kabul edilse de, bunun mümkün olduğu da görülmektedir. Bir çok devlet, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi konusunda iki taraflı ve çok taraflı antlaşmaları imzalamıştır. Örneğin Avrupa’da konu ile ilgili Brüksel, Lugano Konvansiyonları bulunmaktadır. Ayrıca, milletlerarası adli yardım alanında, delillerin toplanması ve tebligatın nasıl yapılacağına ilişkin antlaşmalar mevcut olduğu gibi, yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizine ilişkin New York sözleşmesi yaygın ve etkin olarak uygulanmaktadır.
Lahey Milletlerarası Özel Hukuk Konferansları çerçevesinde 1992 yılından itibaren, Hukuk ve Ticari konularda Yabancı Mahkeme Kararlarının Tenfizi ve Yetki adı altında çok uluslu bir Konvansiyon üzerinde çalışılmaktadır.[49] Konvansiyon, Brüksel ve Lugano antlaşmalarındaki hükümlere benzer düzenlemeler içermekte ise de, çok uluslu olması planlandığından, uygulama alanı bu antlaşmalardan daha geniş olacaktır.
Konvansiyon görüşmelerine Amerika ve Türkiye’de dahil olmak üzere yaklaşık olarak 50’ye yakın ülke katılmakla birlikte, haklı olarak bazı konular üzerinde tam antlaşma sağlanamamıştır. Antlaşma sağlanamayan konular şunlardır:[50]:
1.Elektronik ticaret ve internet;
2.Patent, marka, telif hakları gibi fikri mülkiyet hukukundan doğan hususlar; 3.Tüketici sözleşmeleri ve hizmet sözleşmeleri;
4.Yetkinin tespitine ilişkin hususlar
Bu konularla ilgili problemlerin çözümlenerek, antlaşmanın imzalandığını kabul etsek bile, antlaşmanın hazırlanmasında büyük gayret gösteren Amerika’nın bu antlaşmayı onaylayabileceği tam açık değildir. Eğer antlaşma imzalanıp yürürlüğe girerse, Amerika’nın bu antlaşmayı imzalamaması, kendi mahkeme kararlarının yabancı ülkelerde tanıma ve tenfizinin zorlaşacağı anlamına gelmektedir. Zira 50 Eyalette her ne kadar benzer gözükse de farklı uygulamaların olması, yabancı mahkeme kararlarlarının tanınması ve tenfizinde karşılıklılık prensibini kabul eden ülkelerde, Amerika’da karşılıklılık olup olmadığı sorununu hep gündemde bulunduracaktır.
VII. Yeni Gelişmeler: Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizine İlişkin Federal Kanun Çalışmaları
Yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizine ilişkin Amerikan mahkemelerinin farklı uygulamaları ve eyalet hukuklarının konu ile ilgili farklı düzenlemeleri, Amerikan hukukunda federal düzeyde bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu göstermektedir. Federal bir yasal düzenlemenin varlığı, sadece eyaletler arasında hukuki birliği sağlamakla kalmayacak, bununla birlikte Amerikan mahkeme kararlarının diğer devletlerde tanınması ve tenfizi konusunda da etkili olacaktır.
Amerikan Hukuk Enstitüsü, Amerikan hukukunda yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizine ilişkin önemli değişiklikler yapılması gerektiğini ve özellikle de Lahey Konferansında uluslararası yetki ve mahkemelere ilişkin antlaşma çalışmaları kapsamında da Amerikan hukukunda federal bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu belirterek, 1999 yılında “Amerika’nın uluslararası tanıma ve tenfiz uygulamaları” adı altında bir proje başlatmıştır.[51] Proje, globalleşen dünyada mahkeme kararlarının serbest hareketliliğini benimsediği gibi, Amerika’da yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi konusunda yeknesak bir uygulamanın sağlanmasını da amaçlamaktadır. Amerikan Hukuk Enstitüsü her ne kadar özel bir kuruluş olsa da, hazırlamış oldukları projeler, kanun tasarıları, Amerikan mahkemelerine karar verirken örnek teşkil etmektedir.[52] Enstitütü, 11 Nisan 2005 tarihinde yabancı mahkeme kararlarının tenfizine ilişkin son taslağı kabul etmiştir.[53] Tabi bundan sonra önemli olan, Amerikan kongresinin bu taslağı aynen veya değiştirerek kanunlaştırmasıdır.
Taslak metinde tanımlar ve içerik başlığı altında, hangi mahkeme kararlarına taslak kanunun uygulanacağı belirtilmiştir. Metinde, Amerika’da yaygın olarak uygulandığı gibi, sadece para ya ilişkin kararların tanınması ve tenfizi değil, istisna olarak sayılmayan herhangi bir mahkeme kararının da tenfiz edilebileceği belirtilmiştir. Yabancı mahkemelerin boşanma, velayete ilişkin kararları ve iflasa ilişkin kararları taslak metinde tenfizi mümkün olmayan kararlar olarak istisna olarak sayılmışlardır.
Taslakta bulunan bir diğer önemli düzenleme ise, zorunlu veya takdiri olarak kabul edilen tanıma ve tenfize engel durumların varlığıdır. Yeknesak Kanunda olduğu gibi burada da zorunlu veya takdiri red sebepleri sayılmıştır. Her ne kadar bu sebeplerin kabul edilmiş olması yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizini engeller gibi gözükse de, bu sebeplerin sınırlı olarak belirtilmiş olması ve bu sebeplerin varlığının ispatının tanıma ve tenfiz kararını istemeyen tarafça yapılacak olmasının belirtilmesi, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizini kolaylaştırıcı bir unsur olacaktır.
Taslakta, yabancı mahkeme kararının tanıma ve tenfizinde uygulanacak usul ve yetkili mahkeme konusu da düzenlenmiştir. Taslakta varlığı en çok tartışılan husus, Amerikan mahkemelerinin uygulamalarının aksine, yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizinde karşılıklılık prensibinin kabul edilmiş olmasıdır.[54]
Amerikan Kongresi, Federal yasayı kanunlaştırırken Yeknesak Kanunları model alması yanında, uluslararası hukukta yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizine ilişkin uluslararası antlaşmalarda yer alan hükümleri de örnek almalıdır. Federal yasada, özellikle tanıma ve tenfiz için hangi belgelerin arandığı, davalının gıyabında verilen yabancı mahkeme kararlarının niteliği ve yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizinde zamanaşımı kavramı açık bir şekilde düzenlenmelidir.
VIII. Sonuç
Amerikan hukukunda yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi konusunda, federal bir yasanın bulunmaması ve bunun yanında Amerika’nın konu ile ilgili uluslararası antlaşmalara taraf olmaması nedeniyle, her eyaletin kendi düzenlemeleri önemli rol oynamaktadır. Eyaletler arasında konu hakkındaki uygulamalarda benzerlikler bulunmakla birlikte, bir takım istisnai düzenlemler de vardır. Amerikan Hukuk Enstitüsü tarafından hazırlanan taslağın kabul edilmesi halinde tüm eyaletler açısından yeknesak bir uygulama sağlanabilecek ve Amerikan mahkeme kararlarının da yabancı mahkemelerce tanınıp, tenfiz edilmesi kolaylaşacaktır.
* Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Devletler Özel Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
[1] Tanıma ve tenfiz farklı kavramlar olmakla birlikte, bu makalede Amerikan hukukunda tanıma ve tenfiz konusunda ortak olan hususlar anlatılmaya çalışıldığından, her iki kavram birlikte değerlendirilmiştir.
[2] Davıd D. SIEGEL, Conflicts, 2nd Ed., West Nutshell Series, 2003, 342-343.
[3] Violeta I. Balan, Recognition and Enforcement of Foreign Judgements in the United States: The Need for Federal Legislation, John Marshall Law Review, Fall 2003, 236.
[4] Ralph G. Steinhardt, International Civil Litigation: Cases and Materials on the Rise of Intermestic Law, 615, 624 (2002).
[5] Steinhardt, a.g.e., 616.
[6] Uniform Enforcement of Foreign Judgements Act (revised 1964) Prefatory Note, 13 Part I U.L.A. 156 (2002).
[7] Uniform Foreign Money Judgements Recognition Act, 13 Part II U.L.A. 39 (2002).
[8] John Fitzpatrick, The Lugano Convention and Western European Integration: A Comparative Analysis of Jurisdiction and Judgements in Europe and the United States, 8 Conn. J. Int’l L. 721 (1993).
[9] Peter Hay, Conflict of Laws, 132 (2003).
[10] Restatement (Second) of Conflicts of Law, Sec.93.
[11] Hilton v. Guyot, 159. U.S. 113 (1895).
[12] Siegel, a.g.e., 342.
[13] Amerikan Hukuk Enstitüsü’nün çalışmaları sayesinde ortaya çıkan, başta Akit hukuku olmak üzere bir çok konuda mevcut federal ve eyalet hukuku kurallarını özetleyen ve etkili davalardan örnekler veren Restatement’lar ikincil kaynak olarak Amerikan hukukunda kabul edilmektedirler. Restatement’ların hem teorik hem de pratik açıdan Amerikan hukukunda etkinlikleri vardır. Amerikan mahkemeleri, karar verirken Restatement’lardan yararlanmaktadırlar.
[14] Cedric C. Chao & Christine S. Neuhoff, Enforcement And Recognition of Foreign Judgements in United States Courts: A Practical Perspective, Pepperdine Law Review, 148 (2001).
[15] American Bar Association, Collecting a Judgement Across Borders and Oceans: Rights, Risks, and Problems of Asset Protection, 7 (1997).
[16] Restatement of the Law-Foreign Relations Law of the United States Restatement (Third) of Foreign Relations Law of the United States Current Through April 2005, &481 Recognition And Enforcement of Foreign Judgements, REST 3d FOREL S 481.
[17] Steinhardt, a.g.e., 623.
[18] Gary B. Born, International Civil Litigation in United States Courts, 941 (1996).
[19] Fla. Sta.Ann. &55.605 (west 2000); Tex. Civ. Prac. & Rem. Code Ann. &36.005 (b) (7) (1999).
[20] UFMJRA, 13 U.L.A. &4 (a).
[21] The Uniform Foreign Money Judgements Recognition Act, Linda Silberman, Enforcement and Recognition of Foreign Country Judgements In the United States, International Commercial Litigation, (Ed. John Fellas) 110-111 (1998).
[22] Jay M. Zitter, Construction and Application of Uniform Foreign Money Judgements Recognition, American Law Reports, ALR 5 th 88. A.L.R. 5th 545.
[23] REST 3d FOREL S 481.
[24] REST 3d FOREL S 481.
[25] N.H. Rev. Stat. 524:11 (1957).
[26] Ved P. Nanda, David K. Pansius, Litigation of International Disputes in U.S. Courts, LOID S 11:7
[27] Linda Silberman, International Commercial Litigation, 107.
[28] 115 Cal. App. 4 th 389 (Cal. App. 2004).
[29] Linda J. Silberman, Enforcement and Recognition of Foreign Country Judgements in the United States Practicisng Law Institute, Litigation And Administrative Practice Course Handbook Series Litigation , March 2005, 410.
[30] Rest 3d FOREL s. 481.
[31] REST 3d FOREL S 481.
[32] Land Nordrhein-Westfalen v. Rosenthal, 17 A. D. 2d 145, 232 N.Y.S. 2d 963 (1 st Dep’t 1962).
[33] REST 3d FOREL S 481.
[34] Int’l Shoe Co. v. Wash., 326 U.S. 310 (1945).
[35] Restatement (Third) of Foreign Relations Law &482 (1987).
[36] Tamimi v. Tamimi, 38 A.D. 2d 197, 328 N:Y.S. 2d 477 (2d Dep’t 1972).
[37] UFMJRA & 4 (b) (2).
[38] Linda Silberman, International Commercial Litigation., 109.
[39] Spann v. Compania Radiodifusora, 41 F. Supp. 907 (N.D. Tex. 1941), aff’d, 131 F. 2d 609 (5 th Cir. 1942).
[40] McCord v. Jet Spray Int’l Corp, 874 F. Supp. 436 (D. Mass. 1994).
[41] Ved P. Nanda, David K. Pansius, Litigation of International Disputes in U.S. Courts, LOID S 11:9.
[42] Bachchan v. India Abroad Publications Inc., 154 Misc. 2d 228, 235, 585 N.Y.S. 2d 661 (sup 1992).
[43] In Yahoo! Inc., v. La Ligue Contre Le Racisme et L’ Antisemitisme, 169 F. Supp. 2d 1181 (N.D. Cal. 2001).
[44] Citadel Mgmt. Inc., 703 N.Y.S. 2d
[45] Amerikan Medeni Usul Hukukunda önemli olan bu iki doktrin detaylı olarak ayrı ayrı anlatılmamış, konumuza ilişkin olarak iki doktrin birlikte değerlendirilmiştir. George A. Bermann, Transnational Litigation in a Nutshell, Thomson West, 356 (2003).
[46] Cedric C. Chao & Christine S. Neuhoff, a.g.e.,160.
[47] Cedric C. Chao & Christine S. Neuhoff, a.g.e., 160.
[48] Andreas F. Lowenfeld, International Litigation and Arbitration, 369 (1993).
[49] Linda J. Silberman, Enforcement And Recognition of Foreign Country Judgements, 446.
[50] Violeta I. Balan, a.g.m, 233.
[51] Past and Present ALI Projects, www.ali.org (14.9.2005).
[52] http://www.ali.org/ali/thisali.htm (14.9.2005).
[53] American Law Institute, Recognition and Enforcement of Foreign Judgements: Analysis and Proposed Federal Statute: Proposed Final Draft (April 11, 2005), (2005).
[54] Katherine R. Miller, Playground Politics: Assesing the Wisdom of Writing A Reciprocity Requirement Into U.S. Internatıonal Recognition And Enforcement Law, Georgetown Journal of Internatıonal Law, Winter, 2004.